Vagus sinir stimulasyonunun (VNS) 12 yaş ve daha büyük ilaca dirençli parsiyel
epilepsili hastalarda etkili ve güvenli bir tedavi yöntemi olduğu çift-kör
aktif-kontrollü çalışmalarda ortaya konulması 1994 den sonra Avrupa’da, 1997 den
sonra ABD’de tedavi yöntemi olarak kabul görmesini sağlamıştır
[1,2].
Geçen 10 yıllık süre içinde birçok ülkede ve
birçok merkezde değişik hasta populasyonu üzerinde yapılan çalışmaların
yayımlanması VNS kullanılmasının anlaşılmasına ilave katkılar sağlamıştır.
Alet ayararının VNS’in etkinliği ve uzun-dönem güvenilirliği üzerine olan potansiyel etkileri hakkında az şeyler biinmektedir. Faz I ve Faz II çalışmaları sonrasında elde edilen bilgilerle 30 sn çalışma ve 5 dk ara şeklindeçalıştırılamsı uygun görülmüş ve klinik uygulamaya geçilmiştir. Pals genişliği 500 microsec olarak ayarlamış olup akım yoğunluğu 0.25 mA olarak başlatımış yavaş yavaş artırılıp 3.5 mA’ e kadar yükseltilebilir. Akım sıklığı 30 Hz’dir.
Sinir liflerini depolarize etme kabiliyeti elektriksel uyarının yoğunluğuna ve uyarının
süresine bağlıdır bir başka deyişle akımın büyüklüğü ve palsın
genişliğine bağlıdır. Eğer pals genişliğini sabit tutarsak stimulus yoğunluğunu artırarak ilk
önce geniş düşük-eşikli sinir lifleri uyarılır, uyarı şiddeti artırılsa
yüksek-eşikli küçük lifler sırası ile uyarılırlar. Başlangıçta tahmin
edilen, VNS in aktif olarak çalışması için oldukça yüksek-eşikli myelinsiz
C liflerinin uyarılması gerektiği idi. Mamafiğ son elde edilen bilgiler anti-epileptik etkide C
liflerinin değilde daha geniş A ve B liflerinin uyrılması gerektiğini göstermiştir [11].
Gerçekte C liflerinin uyarılmasının sadece gereksiz olmadığı aynı zamanda hayvan deneylerinde
de gösterilidiği gibi istenmeyen bradikardi gibi otonomik etkileri başlattığı ortaya
konulmuştur[12,13]. Şükür ki insan larda uygulanan stimulus yoğunluğu insan vasgus
sinir C liflerini uyarmaya yetmemektedir [14]. Yine de stimulus tedavi aralıgında artırılısa ses
kalınlaşması, öksürük, gıçık yapması ve nefes zorlanması
artabilir.
Tavsiye edilen stimulus yoğunluğu 0.25 ile 3.5 mA dir. Akımın terapötik cevap
üzerine olan etkisini araştırmak üzere yapılan bir prospektif çalışma yoktur. E05
çalışmasında, gruptaki tedavi sonunda elde edilen -etkili stimulasyon- değeri
1.1mA’di (sd 0.8mA). bu aralık klinik çalışmada 0.5 ile 2.0 mA olarak etkili ve
güvenli olduğu belirlenmiştir. Daha yüksek yoğunluklar daha az tolere edilebilir ve ilave
terapötik etkisi yoktur.
Koo ve arkadaşları [14] 21 erişkin ve çocuk hastada vagus
sinir elektrofizyolojisini intraoperatif olarak VNS implantasyonu esnasında çalışmışlar.
Vagus sinirinin genellikle yavaş iletimli bir sinir olduğu bulunmuş (8.8-12.6 m/sn erişkinlerde). 12
yaşından küçük çocuklarda erişkinlerden daha yüksek eşik değeri ve daha
düsük iletim hızı tespit etmişler. Bu nedenle çocuklarda daha yüksek akım
şiddeti gerekebilir.
VNS programındaki softwarede pals genişlik ayarları 500, 250 ve 130mikrosaniye olarak yapılabilir.
Pals süresi küçültüldüğünde daha yüksek akım siniri
depolarize etmek için kullanılır. Bununla birlikte akım yoğunluğu ile süre arasında
lineer bir ilişki yoktur. 250 miksn lik bir pals 500 miksn’lik palsa göre vagus sinirinde
aynı aktivasyonu yapmak icin daha az bir yüksek stimulus gerektiriken daha düşük pals
genişliği oldukça fazla miktarda akım şiddeti gerektirmektedir. Bu değişiklik 12 yaş altı
çocuklar için daha belirgindir [14]. Bu nedenle 130 miksnlik pals süresi
çocuklarda tavsiye edilmemektedir. Erişkinlede yapılan fMRI ile beyin aktivasyonu
izlenmesi çalışmaları da 500 ve 250 miksnlik pals genişliklerinde benzer aktivasyonlar elde
edilirken 130 miksnlik pals genişlikleri ise oldukça küçük aktivasyonlar
göstermiştir (pals genişliği değişirken akım yoğunluğu aynı idi) [15].
Genellikle pals
genişliği 500 mikrosaniye olarak çalışılır. Bununla beraber pals genişliği 250 mikrosaniye
olanlarda daha iyi tolere edilirken etkinliktede minimal değişme sözkonusu idi. Eğer hastada
nefes almada zorluk öksürük ve boğazda irritasyon oluyorsa pals genişliği 500
den 250 mikrosaniyeye düşürülebilir ve eğer gerekiyorsa akım yoğunluğu artırılabilir
[9,16,17]. 250 mikrosaniyenin altındaki pals genişlikleri tavsiye edilmemektedir.
Tavsiye edilien stimulus frekansı 20 ila 30 Hz’dir. Düşük stimulus ferakansları daha uzun refrakter periodu olan yavaş iletimli C liflerinin ardışık stimülasyonunu kolaylaştırır ve böylece otonomik yan etkilerinin artmasına sebeb olur. Woodbury ve Woodbury [13] ratlarda yaptıkları çalışmada 20 hz üzerindeki uyarılarda kalp üzerine olan etkilerin azaldığını bununda C liflerinin yüksek stimulus frekanslarına cevapsız kalmasına bağlı olduğunu ortaya koymuşlardır. Bunun ötesinde düşük-frekanslı (5Hz) stimülasyonlar fMRI da 20 Hz’e göre oldukça düşük beyin aktivasyonu yaparlar [18].
Tavsiye edilen çalışma siklusu (Açık zaman/ kapalı zaman saniye olarak)
kontrollü klinik çalışmalarda elde edilen bilgilere göre; 30 sn açık 5
dakika kapalı (30 Hz de) (çalışma siklusu %10). Bu ayarlar çalışmalarda tedavi grubu
olarak kullanılmış, aktif kontrol grubu ise “düşük” stimülasyonlu 30 sn
açık 120 sn kapalı 1 Hz ve 130 mikrosaniye olarak kullanılmış (E05). Kör period
tamamlandıktan sonra bir open-labeled extension çalışmasında (XE5)154 hastada rutin
stimülasyon parametreleri kullanılmıştır. Kapanma zamanı düşük-stimülasyon
grubunda ilk üç ay için 5 dakika olarak değiştirilmiş. Open extension
çalışmada 12 aya kadar hastaların % 47 sinde kapalı zamanı 3,1.8 veya <1.1 dakika
(çalışma siklusu sırası ile 14, 22 ve 32 %) yapılarak cevap maksimize edilmeye
çalışılmış. Bu gruptaki nöbet sayısın azaltmaya yönelik retrospektif analizler
artmış etkinlikle ilgili korelasyon göstermemiştir. Fakat kapalı zamanı <1.1 dakika
olan 26 hastada artmış etkinlik saptandı. Bu grup 12 ay süresin de standart çalışma
siklusu uygulanan gruba göre daha fazla epileptik nöbet sayısında azalma sağladı
[19].
Değişik çalışma siklusunu etkilerinin takip çalışmasında 61 hasta
üç ayardan biri yapılarak randomize edildi: 7 saniye AÇIK ve 18 saniye KAPALI (çalışma siklusu %28), 30 saniye AÇIK ve 30
saniye KAPALI (çalışma siklusu %50), 30 saniye AÇIK ve 3 dakika KAPALI (çalışma
siklusu %14). Başlangıç tedavisi olarak bütün ayarlar efektif olarak bulundu [20].
Özet olarak çalışma siklusu %50 veya daha az olan ayarlar güvenli ve etkili
bulundu, fakat standart çalışma siklusu (30 saniye AÇIK ve 5 dakika KAPALI) hasta
konforunu artırmak ve pil ömrünü uzatmak için tercih edilir. Cevap alınamayan
hastalarda daha hızlı sikluslara geçilebilir. Bununla beraber bazı araştırıcılar VNS hasta
kayıt bilgilerine bakıldığında artmış çalışma sikluslarında daha fazla nöbet
kontrolünü görmede başarısız kalmaktadırlar [21].
Pil ömrü, pilin modeli, stimülasyon parametreleri, elektrod empedansı ve mıknatıs
kullanımı gibi bir çok faktöre bağlıdır. Üretici firma her pil modeli için
tahmini kullanım süresi vermektedir. İnsanda ilk kullanılan model olan Model 100 de tahmini pil
ömrü 4-8 yıldır, ikinci jenerasyon Model 101 de ise pil ömrü 8-12 yıldır. En son
çıkan ve en küçük pil olan Model 202 de pil ömrü 6-11
yıldır.
Pil ömrü sonlandığında jeneratör uyarı yapmaz, hasta herhangi bir
stimülasyon hissetmez ve pil ile programlama wand’ı arasında komünikasyon kurmak
artık mümkün değildir. Bununla beraber pil ömrünün sonu (PÖS) ile
efektif stimülasyonun sonu (ESS) arasında bir periyot vardır bu periyot gülerden aylara
kadar değişebilir, bu periyotta pil wand ile kominike edilebilir ve üreticinin el
kitabında dediği gibi “unscheduled” stimulasyon sağlar.
M100 modelinde PÖS ve
ESS in wand ile ilişki esnasında tahmin edilmesi mümkün değildir. Üretici bu durum
için pilin mıknatıs ile günlük aktiflenerek kontrol edilmesini önerir fakat
kognitif problemi olan hastalarda bu mümkün değildir. M100’ün son
çıkanlarında (seri numarası 10000 ve yukarı olanlar) ve M101 ve 102 de elektif değiştirme
indikatörü (EDİ) olarak isimlendirilen özellik sayesinde PÖS den önce uyarı
vermektedir. Bununla birlikte EDİ ve ESS ve PÖS arasındaki aralık çok iyi
belirlenememiştir; stimülasyon parametrelerine ve elektrod empedansına önemli
ölçüde bağımlıdır.
ESS genellikle, daha öncesinde VNS’e iyi cevap
vermiş hastaların aniden nöbet kontrolünün kötüleşmesi ile kendini
gösterir. Nöbet sıklığı süresi semptomların şiddeti artabilir veya postiktal durum
uzayabilir. Nadiren davranış bozukluğu veya depresyon tekrarı söz konusu olabilir. Bazı
durumlarda hasta stimülasyonun düzensiz, değişken, az yoğunlukta veya ağrılı olduğunu
ifade edebilir. Bu bulguları tanımak önemlidir. Yapılan bir çalışmada hastalarda yapılan
sorgulamada bu tür bulguların pil değiştirilmeden dört ay önce başladığını ortaya
koymuştur [24]. Bir çalışmada elektrod kırıldığı olgularda nöbetlerin eski sıklığına
dönmesinin 4-8 hafta arasında sürdüğü gösterilmiştir[25].
Pilin ne
zaman değiştirileceği konusunda bir konsensüs yoktur. Fakat hastanın ESS evresine gelmeden
öce değiştirilmesi en uygun olanıdır fakat bunu ayarlamak zordur.
Tedaviye cevapsız olan
hastalarda pil değiştirme işlemi ESS süresi uzatılıp hastanın nöbetlerinde değişim olup
olmadığının ortaya konulması ile yapılmalıdır, gerekirse pil çıkarılmalıdır[22]. Cevapsız
hastalarda pil ömrünün sonuna kadar beklemek yerine pili kapatarak takip edip daha
sonra pili açıp karşılaştırma yaparak değerlendirilebilir [23]. Bazı hastalarda pil
değiştirildikten sonra aynı cevap alınamayabilir bu hastalarda ESS süresinde hastanın
nöbetlerinin artması ve pilin değiştirilmesi için uzun süre beklenmesi sebep olarak
düşünülebilir[22]. VNS’e iyi cevap veren hastalarda zaman kaybetmeden pil
değiştirilmeli, cevap alınamayan hastalarda ise pil değiştirme işlemi ertelenebilir.
Etkileyen faktörleri ortaya koymak gerçekten çok zordur.
1. Epilepsinin
süresi
Bazı araştırmacılar epilepsinin erkenden VNS ile tedavi edilmesinin daha başarılı
sonuçlar vereceğini düşünmektedirler. Helmes ve arkadaşları [29] Cyberonics
kayıtlarını karşılaştırarak yaptıkları araştırmada epilepsisi 5 yıl ve daha az olan hastaları bir
grupta 6 ve daha fazla yıldır epilepsisi olan hastaları bir gruba koymuş ve sonuçta iki grup
arasında istatistiksel olarak fark bulamamsına rağmen nöbet kontrolleri beş yıldan az olan
grupta sayısal olarak daha iyi olduğunu ve bu grupta daha az anti-epileptik kullanıldığını beyan
etmişleridir. Bu konu ile benzer çalışmalarda yayınlanmıştır[30-32].
Özet olarak
epilepsinin süresi ile VNS’e cevap arasında anlamlı bir bağ kurulamamıştır.
2. VNS’in anti-epileptik ilaçlarla olan ilişkisi
Anlamlı bir ilişki
bulunamamıştır.
3. Nöbet tipi-Epilepsi sendromu
FDA tarafından VNS’in
dirençli parsiyel nöbetlerde kullanımının onaylanmasından sonra, open-labeled
çalışmalarla VNS değişik tiplerdeki generalize nöbetlerde de kullanılmaya başlandı. Elde
edilen bilgiler VNS’in geniş bir antiepileptik etkisinin olduğunu göstermiştir.
Bir
çok çalışmada, ilaca dirençli idiopatik ve semptomatik generalize epilepsi
olgularında VNS kullanılmış ve parsiyel epilepside elde ettikleri sonuca benzer veya ondan daha iyi
sonuçlar almışlardır [35-37]. Bu hastalarda rezektif epilepsi cerrahisi uygun olmayacağı
için nöbetlerde azalma olasılığının olması oldukça
önemlidir.
VNS’in Lennox-Gastaut sendromlu hastaların tedavisinde etkili olduğu
görülmektedir [29,38-41]
4. Bihemisferik Nöbet
literatürdeki bazı
bilgiler, her iki hemisferde bağımsız nöbet odağının bulunması VNS’e olan cevabı
azalttığını destekler niteliktedir.
5. İmplantasyon Esnasındaki Yaş
VNS tedavisi 12 yaş ve
üzeri hastalar için FDA onayı almıştır, fakat tedavi pediatrik populasyonda da aynı
etkinliği göstermektedir. 4-12 yaş arasındaki pediatrik VNS uygulamaları ile ilgili
gözlemler birçok takip eden çalışmayı destekler niteliktedir [53]. BURAYA
ÇOCUKLARDA DAHA ETKİLİ OLDUĞUNA DAİR YAYINI KOY!!!!!!!!!.,
6. Epilepsinin
Başlangıç Yaşı
Janszki ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada epilepsi
başlangıç yaşı ile VNS cevabı arasında ilişki bulamamışlardır[31].
7.Daha Önce
Epilepsi Cerrahisi Geçirilmesi
Hastaların daha önce başarısız bir epilepsi
cerrahisi geçirmiş olmaları VNS tedavisine iyi cevap vermeyebilir. Yapılan cerrahi ile
bağlantılı olsa bile kallozotomiden sonra iyi sonuç alınırken diğer başarısız rezektif
cerrahilerden sonra elde edilen VNS tedavisine cevap azdır ama vardır. Bu hastalarda eğer yeterli
rezektif cerrahi yapıldı ise VNS’den başka tedavi alternatifleri de yoktur.
Cerrahi ile ilişkili yan etkiler tecrübeli merkezlerde genellikle kabul edilebilir orandadır [8,58]. Bunlar; hematom geri dönüşlü sol vokal kord paralizisi ve yanlış elektrod yerleştirilmesidir. Geç komplikasyonlar ise, elektrod kırılması aletin çıkması ve aletin migrasyonudur. Çocuklarda da benzer komplikasyonlar görülür fakat bunlarda alet manipülasyonu ve rotasyonundan dolayı alet çıkarma oranı yüksektir [59]. Ses kalınlaşması disfaji ve öksürme gibi stimülasyona bağlı etkiler zamanla azalır ve genellikle sınırlayıcı değildir. Terapötik ultrasonografik diatermi kullanımı üretici firma tarafından yasaklanmıştır. Hastalara kulalım kılavuzuna uyularak beyin MRI çekilebilir. Boyun ve göğüs MRI’ konturendikedir. Mamografi güvenlidir ve yapılabilir.
1. solunum paterni
Dispine VNS’in iyi tanımlanmış yan etkilerindendir
genellikle stimülasyonla beraber olur. Bazı hastalar dispinenin fiziki aktivite esnasında
olduğunu söylerle eğer çok etkiliyorsa bu aktiviteler öncesinde pil kapatılabilir
(devamlı mıknatıs tutulması ile). Zumsteg ve arkadaşları [60]fiberoptik laringoskop uygulayarak
yan etkisi olmayan iki be dispnesi olan bir VNS olgusunu incelemiş ve sol vokal kordda
adduksiyonun 0.25mA’da başladığını ve doz artımı ile kuvvetlendiğini ortaya koymuşlardır.
VNS tedavisi esnasında solunum değişiklikleri uyku bozuklukları ile de beraber olabilir. Gece
uyuyamamadan kaynaklanan gündüz uyumaları [64] ve bazı hastalarda gündüz
uyanık kalma rapor edilmiştir[65].
2. Kardiak fonksiyon
kalp hızında değişiklikler mevcuttur, fakat kronik VNS kullanımı ile
ilişkili olan kardiak yan etki veya aritmi bildirilmemiştir [66-69]. VNS ile tedavi edilen
epilepsili hastalarda SUDEP olma olasılığı VNS siz epilepsili hastalarla aynıdır [70]. Kronik VNS
uygulamasında kardiak yan etki olmamasına rağmen, pil implante edilirken test esnasında nadir fakat
çok önemli bir komplikasyon olan tam atrioventriküler nodal blok nedeniyle asistol
olduğu rapor edilmiştir[71-73]. Ventriküler asistol geçici ve genellikle bir vakada 45
saniye sürmesine ragmen kısa sürelidir (<15 saniye)[71]. Eğer cerrahi esnasında
böyle bir komplikasyona rastlarsak yapılacak olan elektrotların yerini değiştirip testi
tekrarlamak eğer hala devam ediyorsa cihaz çıkarılamalıdır.
3. Psikiyatrik
Komplikasyonlar
Bir çok çalıma davranış ve ruhsal durumlar üzerinde iyi
etkileri olduğunu göstermesine rağmen [41,45,47], bazı hastalarda artmış nöbet
kontrolü, altta yatan davranış bozukluğu veya psikiyatrik rahatsızlığın ortaya çıkması
gibi sebeplerden dolayı davranış bozukluğu gösterebilirler. Gatzonis ve arkadaşları [75] VNS
uygulamasından sonra EEG normale dönen 35 yaşında bir erkek hastada akut psikoz geliştiğini
rapor etmiştir. De Hert ve arkadaşları [76] VNS’li dört psikoz vakasını rapor
etmişlerdir. Blumer ve arkadaşları [77] bir merkezdeki VNS uyguladıkları 81 hastayı rapor etmişler.
Nöber oranında %75 in üzerinde düşme sonrasında 81 hastanın 7 sinde majör
psikiyatrik hastalıklar ortaya çıkmış: altı hasta disforik bir hasta psikotik imiş.
Katastrofik değişiklikler ve psikotik semptomlar disforik hastaların sırası ile beş ve
dördünde görülmüş. Psikotropik ilaçlar altı hastada iyileşme
sağlamış iki hastada VNS durdurulmuş. Bir hasta psikiatrik tedaviden faydalanmamış ve intihar sonucu
kaybedilmiş. Hastaların hepsinde VNS tedavisi öncesi disforik veya psikotik atakları
vardı. Bu yayınlar, VNS tedavisi öncesinde eşlik eden disfori veya psikoz olgularında
kötüleşme olabileceğini akılda tutmamız gerektiğini göstermektedir.
4. Postmortem Çalışmalar
Kronik VNS uygulamalarından sonra kaybedilen hastalara yapılan
otopsilerde vagus sinirinde ve medüller trakta aksonal patoloji veya beyin sapı
anomalisine rastlanmamıştır (E. Tecoma, L. Hansen’in kişisel gözlemleri)
Epilepsi ile ilgili kullanımı esnasında yapılan çalışmalarda hastalarda ruhsal durum ve
yaşam kalitesi üzerine pozitif etki oluşturduğu tespit edilmiştir [74,78]. Bu gözlemler
VNS tedavisi alan epilepsili hastalarda yapılan ruhsal durum çalışmaları bu bulguları
desteklemiştir [79-81].
Temmuz 2005 tarihinde, FDA tarafından ilaca dirençli majör
depresyonda kullanımı kabul edilmiştir. FDA tarafından kabul edilmesine vesile olan çalışma
halen yayınlanmamıştır fakat daha önce yapılan çalışmalar kısa ve uzun dönemde
tedaviye-dirençli depresyonda etkili olduğunu göstermiştir [82,83]. Hayvan depresyon
modelinde de VNS’in antidepresan aktivite gösterdiği ortaya konmuştur[84].
Diğer
potansiyel endikasyonları ise Groves ve Brown tarafından incelenmiştir [85]. Mümkün olan
diğer ilginç endikasyonları kronik ağrı [86,87], migren [88] cluster başağrısı [89], obesite
[90] ve Alzheimer hastalığı[91] olarak sayılabilir.
Referans: (kırmızı) Vagus nerve stimulation use and e.ect in epilepsy:
What have we learned?